Anayasaya göre kişisel haklar bir bütün olarak kişinin maddi ve manevi varlığı ile ilişkili ve bu varlığın geliştirilmesini hedefleyen haklar ve özgürlükler olarak tanımlanır.Anayasanın 17. ve 40. maddeleri arasında yer alan başlıca kişisel haklar:1.) Kişi dokunulmazlığı
2.) Kişi özgürlüğü ve güvenliği
3.) Özel hayatın gizliliği
4.) Konut dokunulmazlığı
5.) Haberleşme özgürlüğü
6.) Yerleşme ve seyahat özgürlüğü
7.) Din ve vicdan özgürlüğü
8.) Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü
9.) Düşünce ve kanaat özgürlüğü
10.) Bilim ve sanat özgürlüğü
11.) Basın özgürlüğü
12.) Süreli ve süresiz yayın hakkı
13.) Dernek kurma özgürlüğü
14.) Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
15.) Mülkiyet hakkı
Yani bir kişinin kazanımları sebebiyle(meslek, unvan, mal, çocuk vbg) hakaret edemezsiniz.
Seversiniz, sevmezsiniz. Kızarsınız, kızmazsınız. Taraf olursunuz, olmazsınız ama; hakaret asla edemezsiniz/yapamazsınız...
Ha yaparsanız ne olur? Hem bu dünya da, hem öbür dünyada (inanınıp inanmamakta serbestsiniz) maddi ve manevi olarak bedel ödemek zorunda kalırsınız.
Özgürlüğümüz Kuran'da ve yasalarda belli, kimse kimsenin mahrem bahçesine(aile, fikir, ticaret, inanç) dalıp mal gibi talan edemez...
Ha etti mi?
O zamanda ödeyeceği cezalardan dolayı hiç Kusura bakmayacak...Malesef ki, sapla samanın, iyi ile kötünün, fadalı ile faydasızın, kâr ile zararın görüş açısından birbirine karıştığı bir dönemi yasıyoruz.Öğretmeni soruyor çocuğa:
– Canlılar kaça ayrılır?
– Dörde ayrılır öğretmenim, diyor çocuk..
– Bana yanlış gibi geldi ama say bakalım diyor öğretmen...
Coçuk itinalı ve dikkatlice sayıyor.
1.Bitkiler
2. Hayvanlar
3. İnsanlar
4. Çocuklar…
Öğretmen şaşkın ve sert bir üslupla sorar...Çocuklar da insan değil mi oğlum?
Çocuk biraz korkak ve sessiz bir şekilde cevap verir. Evet haklısınız öğretmenim.
Oğretmen, peki o zaman tekrar say evladım.
Cocuk- peki hocam! canlılar üçe ayrılır.
1. Bitkiler
2. Hayvanlar
3. Çocuklar
Öğretmen– Oğlum insanlara ne oldu?
Çocuk masum ve boynunu bükerek cevap verir: Düşünebilenleri çocuk olarak kaldılar, düşünemeyenler ise hayvanlaştılar öğretmenim.Ne okursanız ve nerede okursanız okuyun.
Diplomanızın üzerinde ister ilkokul yazsın, ister bitirilmesi en zor olan bir üniversitenin adı yazsın.
İster taştan çıkartın ekmeğinizi, ister yaptığınız icatlar sebebiyle taşlara işlensin isminiz.
Ama unutmayınız ki insanlık: Fen Bilimleri formüllerini ezbere bilmekte değil, haddini bilmekte saklıdır.
Sonuçta kimin daha insan olduğunu bilgi birikim ya da etiketlerimiz değil, olaylar karşısında sergilediğimiz hoşgörü ve terbiye belirler.Evet...
Yıllardır hak etmediğimiz halde en yakın bildiklerimizden dahi en gavi küfürleri, hakaretleri işiten biz milli görüşcüler;
Kim tarafından yapılirsa yapılsın. Hakaretin her türlüsüne itirazımız var.
Edenleri kınıyor ve Allah islah etsin diyorum...Temel ARMUTÇU
SAADET PARTİSİ
SAMSUN İL BAŞKANI
2.) Kişi özgürlüğü ve güvenliği
3.) Özel hayatın gizliliği
4.) Konut dokunulmazlığı
5.) Haberleşme özgürlüğü
6.) Yerleşme ve seyahat özgürlüğü
7.) Din ve vicdan özgürlüğü
8.) Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü
9.) Düşünce ve kanaat özgürlüğü
10.) Bilim ve sanat özgürlüğü
11.) Basın özgürlüğü
12.) Süreli ve süresiz yayın hakkı
13.) Dernek kurma özgürlüğü
14.) Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
15.) Mülkiyet hakkı
Bu maddelere dikkatlice bakınca maddelerin içeriğinde, hakaret etme özgürlüğü diye birsey karşımıza çıkmıyor.
Yani bir kişinin kazanımları sebebiyle(meslek, unvan, mal, çocuk vbg) hakaret edemezsiniz.
Seversiniz, sevmezsiniz. Kızarsınız, kızmazsınız. Taraf olursunuz, olmazsınız ama; hakaret asla edemezsiniz/yapamazsınız...
Ha yaparsanız ne olur? Hem bu dünya da, hem öbür dünyada (inanınıp inanmamakta serbestsiniz) maddi ve manevi olarak bedel ödemek zorunda kalırsınız.
Özgürlüğümüz Kuran'da ve yasalarda belli, kimse kimsenin mahrem bahçesine(aile, fikir, ticaret, inanç) dalıp mal gibi talan edemez...
Ha etti mi?
O zamanda ödeyeceği cezalardan dolayı hiç Kusura bakmayacak...Malesef ki, sapla samanın, iyi ile kötünün, fadalı ile faydasızın, kâr ile zararın görüş açısından birbirine karıştığı bir dönemi yasıyoruz.Öğretmeni soruyor çocuğa:
– Canlılar kaça ayrılır?
– Dörde ayrılır öğretmenim, diyor çocuk..
– Bana yanlış gibi geldi ama say bakalım diyor öğretmen...
Coçuk itinalı ve dikkatlice sayıyor.
1.Bitkiler
2. Hayvanlar
3. İnsanlar
4. Çocuklar…
Öğretmen şaşkın ve sert bir üslupla sorar...Çocuklar da insan değil mi oğlum?
Çocuk biraz korkak ve sessiz bir şekilde cevap verir. Evet haklısınız öğretmenim.
Oğretmen, peki o zaman tekrar say evladım.
Cocuk- peki hocam! canlılar üçe ayrılır.
1. Bitkiler
2. Hayvanlar
3. Çocuklar
Öğretmen– Oğlum insanlara ne oldu?
Çocuk masum ve boynunu bükerek cevap verir: Düşünebilenleri çocuk olarak kaldılar, düşünemeyenler ise hayvanlaştılar öğretmenim.Ne okursanız ve nerede okursanız okuyun.
Diplomanızın üzerinde ister ilkokul yazsın, ister bitirilmesi en zor olan bir üniversitenin adı yazsın.
İster taştan çıkartın ekmeğinizi, ister yaptığınız icatlar sebebiyle taşlara işlensin isminiz.
Ama unutmayınız ki insanlık: Fen Bilimleri formüllerini ezbere bilmekte değil, haddini bilmekte saklıdır.
Sonuçta kimin daha insan olduğunu bilgi birikim ya da etiketlerimiz değil, olaylar karşısında sergilediğimiz hoşgörü ve terbiye belirler.Evet...
Yıllardır hak etmediğimiz halde en yakın bildiklerimizden dahi en gavi küfürleri, hakaretleri işiten biz milli görüşcüler;
Kim tarafından yapılirsa yapılsın. Hakaretin her türlüsüne itirazımız var.
Edenleri kınıyor ve Allah islah etsin diyorum...Temel ARMUTÇU
SAADET PARTİSİ
SAMSUN İL BAŞKANI