"İşçilerini yarı yolda bırakıp alın terleri olan tazminatlarını vermemiş. Kendi geçmişine ihanet etmesi yetmezmiş gibi 6500 kişi ve ailelerini mağdur bırakmış." Makro Market İşçileri Adına açıklamada bulunan Bahar Bakır'ın hikâyesi şöyle:
Günlük bir buçuk saatlik molasını üzerine yıkılmış iş yükü yüzünden kullanamayan, molalarda market dışına çıkamayan, yemekhanede tarihi geçmiş, satılmayan etler, patlak paketlerden arta kalan bakliyatlarla yapılmış yemekleri yemeye çalışan, çoğu zaman yiyemeyip cebinden harcayan, klimadan tasarruf yapılmaya çalışılarak kışın uşutulen, yazın sırtından ter damlayan, ustlerinin dalavereleriyle, keyfî değiştirilen kurallarıyla her işiyle ayrı uğraşıp tek maaş alan İşçi sayesinde tabiî ki…Şeref bey zamanla nasıl zor şartlarda çalışıp para kazandığını unutmuş olacak ki; bu işe emeklerini ve gençliklerini veren, en zor zamanlarda yanında duran İşçilerini yarı yolda bırakıp alın terleri olan tazminatlarını vermemiştir. Kendi geçmişine ihanet etmesi yetmezmiş gibi 6500 kişi ve ailelerini mağdur bırakmıştır.Hakkımız helal değil!
"Kırışmış alnıma bakma hor, değerimi asil adamlara sor, mücadele demektir verdiğim emek, ihanettir kapı dışarı etmek!"
Bir varmış bir yokmuş!
Bir zamanlar Şeref Bey diye bir adam varmış; çalışkan ve üretici bir insanmış. Ailesinden öğrendiği mesleğe kendi yeteneklerini katarak perakendecilik işine girmiş. Onu geliştirmek için çok uğraşlar vermiş, adını Makro Market, sloganını "Hizmette Çizgi Ötesi" yapmış. Emek vermiş...Zamanla büyümüş, Türkiye'de 256 şube, 6500 çalışana sahip olmuş. Şeref bey çok uğraşarak yerli sermaye markasını bu günlere getirmiş. Peki, kimin alın teriyle? Haftada 60 saat çalışan, hastayken tezgâhlarda kıvranan, bacakları varisli, elleri ayakları nasirli ve kesikli işçilerin alın teriyle tabiî ki…
Günlük bir buçuk saatlik molasını üzerine yıkılmış iş yükü yüzünden kullanamayan, molalarda market dışına çıkamayan, yemekhanede tarihi geçmiş, satılmayan etler, patlak paketlerden arta kalan bakliyatlarla yapılmış yemekleri yemeye çalışan, çoğu zaman yiyemeyip cebinden harcayan, klimadan tasarruf yapılmaya çalışılarak kışın uşutulen, yazın sırtından ter damlayan, ustlerinin dalavereleriyle, keyfî değiştirilen kurallarıyla her işiyle ayrı uğraşıp tek maaş alan İşçi sayesinde tabiî ki…Şeref bey zamanla nasıl zor şartlarda çalışıp para kazandığını unutmuş olacak ki; bu işe emeklerini ve gençliklerini veren, en zor zamanlarda yanında duran İşçilerini yarı yolda bırakıp alın terleri olan tazminatlarını vermemiştir. Kendi geçmişine ihanet etmesi yetmezmiş gibi 6500 kişi ve ailelerini mağdur bırakmıştır.Hakkımız helal değil!
"Kırışmış alnıma bakma hor, değerimi asil adamlara sor, mücadele demektir verdiğim emek, ihanettir kapı dışarı etmek!"