“Ebeveyn olmak tüm dünyaya, insanlığa olan sorumluluğumuzun kısa adıdır. Bir can dünyaya getirmek, büyütmek ve onun yaşam boyunca yürüdüğü her yolda, temas ettiği her insanda rolümüzün olması anlamına geliyor. Ebeveyn olmanın doğrusu yok fakat yanlışı var. Doğrusu evrensel olan, herkes için geçerli olan bilgileri içeriyor fakat çizgisi ebeveyn çocuk arasındaki iletişimin içinde farklı renklerde yerini buluyor. Bu nedenle tek doğrudan bahsedemiyoruz. Oysaki yanlışına baktığımız zaman uzun uzun listeler çıkartabiliyoruz.
EMEK İSTEYEN BİR SÜREÇ
Ebeveynlik çocuğun her döneminde farklılaşabiliyor. Bebekliğin getirdiği bakım sürecindeki tutum ile okul öncesi ve sürecindeki tutumlar değişiyor. Eğitim sistemimizin kendi kültürümüz ve geleceğimiz baz alınarak net ve sürdürülebilir bir forma girememesi çocuğu eğitim hayatına başlayan ebeveynlerin tutumlarını oldukça değiştirebiliyor. Herkes çocuğu için en iyiyi istiyor. En iyiyi istemek herkes için bir hak olmakla birlikte ona giden yol yorucu bir yarış halindedir. Eğitim geldiğimiz noktada oldukça pahalı ve fazlaca emek isteyen bir sürece dönüştü. Gerek anne, babalar gerekse çocuklar bu süreçte üzülüp yoruluyor. Okul yaşamının getirdiği zorluklar, ebeveynlerin beklentilerini karşılayamamak, öğretmen otoritesi, akran zorbalığı gibi birçok konu ile karşı karşıya kalan çocuk çeşitli davranış bozuklukları ile kendisini ifade etmeye çalışabilir. Gerek ebeveynler gerekse öğretmenler olarak her davranış bozukluğunun arkasında başa çıkılamamış bir durum olduğunu bilerek dikkat etmeliyiz.