Usta mesajında, ”İstiklal ve hürriyete mutlak inancını hiçbir zaman kaybetmeyen büyük Türk Milletinin, Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, düşmanı uğrattığı hezimetin adıdır 30 Ağustos.
O gün orada cepheye gidenler, büyük bir medeniyet tarihinin tezahürüydü. Yan yana duranlar, adlarının ve kimliklerinin hiçbir önemi olmadan kardeşti; komutanlar, ailesini koruyan bir babaydı; cepheye mermi taşıyan anneleri, bacıları vardı. Hepsi şehadete yarışıyordu. Geride kalanlarını, büyük milletine emanet edip kurşuna, düşmana koşuyorlardı. Allah’tan ve milletinden başka silahları ve cephaneleri yoktu. Dünyanın binbir yerinden gelmiş binbir millete karşı iman dolu gögüslerini korkmadan nişangah ediyorlardı. Hangi tank hangi ordu durdurabilir bu imanı, bu inancı ? Nitekim durduramadı.
Ecdadımız; bundan tam 97 yıl önce, hangi ahval ve şerait altında olursa olsun Türk Milletinin şanlı tarihine teslimiyet, imkansızlık, esaret, umutsuzluk gibi mefhumların yazılamayacağını bir kere daha yedi düvele duyurmuştur. Bizler, tarihi: büyük inanç ve zafer örnekleriyle dolu şanlı bir milletin evlatlarıyız. Bu yüzden her daim 30 Ağustos şuurunda yaşamalıyız. Yalnızca toprağımıza el uzatmaya cüret eden düşmana karşı değil; ekonomimize saldıran, kültürümüze saldırıp benliğimizi bozmaya çalışan, milletimizin hamurunda mevcut olan güzelliklerimizi bizden almaya çalışan bütün iç ve dış güçlere karşı, Türk Milletinin evlatları olduğumuzu hatırlatmalıyız. Bize miras bırakılan o birlik ve dirlik ruhunu kaybetmemeliyiz. Toplumuzu parçalayan kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı söylemlere hiçbir şekilde itibar etmemeliyiz. Özellikle siyasi ikballeri uğruna toplumu bin parçaya ayırıp, nefret söylemleri ekenlere prim vermemeliyiz. Bu duygu ve düşünceler eşliğinde; başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum.” dedi.
