Bu yazdıklarımız, dünyada adaleti tesis etme ve huzur içinde yasayabilmenin ana temelidir. Temelsiz bina en ufak sarsıntıda çöker, yıkılır.Bizler hak olana biad ederiz ve hak olan uğruna da gözümüzü kırpmadan canımızı da malımızı da feda ederiz.Bu mücadelemiz yeni değil; asırlar boyu devam ediyor, ebediyete kadar da değişmeden devam edecektir bîiznillah.
Onlar kötü ve zalim olmaya, bizler de onların aksine adil ve zulme karşı direnmeye devam edeceğiz. Küçük yanılgılar, yanlış anlaşılmalar olacak ve elbette bizi üzecek, kıracak durağanlaştıracaktır. Lakin, asla birlik ve beraberliğimizi boşamayacaklardır.Günümüzde birlik ve beraberliğimizin önüne set çekip, bizi birbirimize düşürmeye çalısacak yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız maalesef. Bu senaryonun fitilini ateşleyen üzücü olay ise;
Son yıllarda kutuplaşma siyasetine engel olmaya çalışan ve kutuplaşmanın çatışmaya dönmemesi için iki grubun ortasına söylemleri ile resmen tampon gibi oturan, Millî Görüş'ün Bilge ve dürüst Başkanına çamur atma kampanyasıdır.Elbette bu çamur kampanyasında son olarak; Ferasetten ve davasının şuurundan uzak, çapsız ve aynı zamanda camiasına da yakışmayan bir küfürcü milletvekilinin, söylediği yakışıksız mesnetsiz kimliksiz sözler; basite alınacak, karşılıksız bırakılacak sözler değildir. Bu yüzden saygı duyduğum Ülkücü camiayı tenzih ederek sözü sahibine ait kisiye iki cümle laf etmek gerekirse;KATİL Mİ ARIYORSUN?MHP Ordu Milletvekili olacak şahıs (ki isminin zikredilmesi çok büyük bir israftır), 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana ge(tiri)len Sivas Madımak Oteli Katliamı nedeniyle, o tarihte Sivas Belediye Başkanı olan Genel Başkanımıza "Madımak Katili" deme cür'etinde bulunmuş. Bu açıklamayı yaparken ya aklî melekeleri yerinde değildi ya da bol miktarda yürek yemiş olmalı ki bu iftira dolu açıklamayı yapma gafletinde bulunmuş.O karanlık günleri tekrar hatırlatmaya gerek yok. Zira "Beyaz Torosların" hakim olduğu o günlerde; Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Uğur Mumcu, Çetin Emeç başta olmak üzere katilleri hâlâ bulunmamış nice faili meçhul cinayetler işlenmiş, nice şehitler vermiştik. Sivas Madımak Oteli Katliamı da bunlardan farksızdır.
Buna da inancım tamdır.
Herkes kendine yakışanı yapacaktır. Vesselam.Temel ARMUTÇU
Saadet Partisi Samsun İl Başkanı
Elbette tarih boyu senaryolar ile, algı operasyonları ile olmaz iftiralar ile bu aziz milleti bölmek için parçalamak için uğrastılar ve ebediyete kadar da uğraşmaya devam edecekler.
Onlar kötü ve zalim olmaya, bizler de onların aksine adil ve zulme karşı direnmeye devam edeceğiz. Küçük yanılgılar, yanlış anlaşılmalar olacak ve elbette bizi üzecek, kıracak durağanlaştıracaktır. Lakin, asla birlik ve beraberliğimizi boşamayacaklardır.Günümüzde birlik ve beraberliğimizin önüne set çekip, bizi birbirimize düşürmeye çalısacak yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız maalesef. Bu senaryonun fitilini ateşleyen üzücü olay ise;
Son yıllarda kutuplaşma siyasetine engel olmaya çalışan ve kutuplaşmanın çatışmaya dönmemesi için iki grubun ortasına söylemleri ile resmen tampon gibi oturan, Millî Görüş'ün Bilge ve dürüst Başkanına çamur atma kampanyasıdır.Elbette bu çamur kampanyasında son olarak; Ferasetten ve davasının şuurundan uzak, çapsız ve aynı zamanda camiasına da yakışmayan bir küfürcü milletvekilinin, söylediği yakışıksız mesnetsiz kimliksiz sözler; basite alınacak, karşılıksız bırakılacak sözler değildir. Bu yüzden saygı duyduğum Ülkücü camiayı tenzih ederek sözü sahibine ait kisiye iki cümle laf etmek gerekirse;KATİL Mİ ARIYORSUN?MHP Ordu Milletvekili olacak şahıs (ki isminin zikredilmesi çok büyük bir israftır), 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana ge(tiri)len Sivas Madımak Oteli Katliamı nedeniyle, o tarihte Sivas Belediye Başkanı olan Genel Başkanımıza "Madımak Katili" deme cür'etinde bulunmuş. Bu açıklamayı yaparken ya aklî melekeleri yerinde değildi ya da bol miktarda yürek yemiş olmalı ki bu iftira dolu açıklamayı yapma gafletinde bulunmuş.O karanlık günleri tekrar hatırlatmaya gerek yok. Zira "Beyaz Torosların" hakim olduğu o günlerde; Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Uğur Mumcu, Çetin Emeç başta olmak üzere katilleri hâlâ bulunmamış nice faili meçhul cinayetler işlenmiş, nice şehitler vermiştik. Sivas Madımak Oteli Katliamı da bunlardan farksızdır.
Söz konusu vekilin unutulmaz bazı olaylarını hatırlayacak olursak:▪︎Çok uzak değil, daha Nisan ayında, Meclis Genel Kurulunda ağıza alınmayacak galiz kelimelerle bir milletvekilinin kadın akrabalarına bağıra bağıra küfürler yağdırmadı mı?▪︎İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi hakkında "nitelikli yağmaya teşebbüs" ve "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlarından açılan davanın "yasama dokunulmazlığı" nedeniyle TBMM kararına kadar yargılamanın durdurulmasına ve dosyanın ayrılmasına hükmetmedi mi?▪︎Kendi partisinden Cumhurbaşkanı olmak için aday olan ve abi dedikleri Sadi Somuncuoğlu'na saldırıda bulunmadı mı? Bundan dolayı da Ankara 3.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 20 ay hapis cezası verilip Kalecik Cezaevinde yatmadı mı?▪︎Altınyağ hisselerinde manipülasyon yaptığı gerekçesiyle yargılanıp ceza almadı mı?▪︎SPK, Arsan Tekstil'de olağandışı fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin olarak yaptığı inceleme sonucunda hakkında, Borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici olarak işlem yapma yasağı getirilmesine karar vermedi mi?▪︎587 sanıklı "MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda" hiç yargılanmadığı ve adi suçtan cezaevine girdiği halde, o davada yargılandığı yalanını söylemedi mi?Sabıka durumu kısaca bu olaylardan ibaret olan bir şahsın söylediklerinin, yalanlarının, iftiralarının bizce ve kamuoyunca zerrece bir kıymeti harbiyesi yoktur.Sağda solda katil arayanların, masum insanlara acımasızca iftira atanların öncelikle kendi geçmişiyle hesaplaşması gerekir.
Nefret dilinin, kutuplaştırıcı anlayışın hakim olmaya çalıştığı siyaset dünyasına Saadet Partisi olarak asla dâhil olmayacağız. Onların tahriklerine, iftiralarına, yalanlarına takılmayacağız. "Müminler ancak kardeştirler" (Hucurât Suresi 10.Ayet) İlâhi emrince kardeşlik hukukumuzu koruyacağız. Ama bu vb hadsizlerin de adalet önünde hesap vermelerini sağlayacağız.İran Sultanı Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim’e kıymetli mücevherler ile süslenmiş bir sandık gönderir. İçinden kıymetli mücevherler, çeşit çeşit değerli taşlar, kadife kumaşlar çıkar. Fakat etrafa pis bir koku yayılır. Mesele çok geçmeden anlaşılır, sandığın dibinde insan (veya hayvan) dışkısı vardır. Şah İsmail aklı sıra Cihan Hükümdarı Yavuz Sultan Selim Han’a hakaret etmektedir.Yavuz Sultan Selim hemen emir verir, Şah İsmail’e değerli mücevherler ve çeşit çeşit değerli taşlarla süslenmiş, içerisinde elmaslar, yakutlar, kadife kumaşlar bulunan güzel bir sandık hazırlanır. Bir de sandığın içine o dönemin en nefis gül kokulu lokumlarından bir kutu yerleştirilir ve lokum kutusunun altına da kısa bir yazıdan oluşan bir pusula (not) yerleştirilir.Hediye sandığı çok ihtişamlı bir şekilde hazırlandıktan sonra Osmanlı elçisi ile birlikte Şah İsmail’e gönderilir. Sandık Şah İsmail’in huzurunda açılır açılmaz etrafa mis gibi gül kokuları yayılır.Sandık içerisindeki hediyeler tek tek Şah İsmail’e verilir. Kıymetli hediyeler bittikten sonra Osmanlı Elçisi, Şah İsmail’in tedirgin olmaması için lokumun tadına ilk kendisi bakar. Daha sonra büyük bir saygı ve nezaket ile Şah İsmail’e ve görevlilere lokumdan ikram eder, lokum kutusunun altındaki pusulayı Şah İsmail’e verir. Pusulada yazılan not şöyledir:”İsmail, herkes yediğinden ikram eder.” Üzülerek yaptığım bu uyarılardan ve verdiğim tarihi örneklerden sonra son olarak diyorum ki; Devletimizin, Milletimizin birlik ve beraberligi için; Germeye gerilmeye gerek yok. Doğru doğruluğunu, eğri eğriliğini yapacaktır. Biz kısasa kısas diyerek küfür dillilere küfür edemeyiz. Bu tür küfür diline, aynı üslupla cevap vermeye; bizim inancımız da camiamızın ak sakallıları da asla müsaade etmez.Bizim dilimiz tebliğ dilidir, hakaret dili değil. Bu yüzden o dili bozuğa cezasını hak, hukuk ve kendi camiası verecektir.
Buna da inancım tamdır.
Herkes kendine yakışanı yapacaktır. Vesselam.Temel ARMUTÇU
Saadet Partisi Samsun İl Başkanı