Kadına şiddet ! Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayeti manşetlerde ki yerini almasın. Kimisi daha 18' in de bile yok. Belki bitirmesi gereken bir okulu, kavuşması gereken bir sevdiği dahası umutla beklediği masum hayalleri var. Kimisi genç bir anne. Kokusuna hasret, sevgisine muhtaç minicik bir evladı var. Birlikte oyun oynayacakları parklar, piknik yapacakları günler var. Birlikte yaşayacakları o ilk okul günü heyecanları var… Kahvaltı sonrası heyecanla yapılan okul hazırlıkları. Taranan saçlar, giyilen o temiz kıyafetler ve bayram coşkusunda yaşanan o ilk okul günü…
Kimisi ununu elemiş eleğini asmış bile çoktan. Saçını yıllarca süpürge etmiş hem çocuklarına hem de kocasına… Bir gün ve sadece bir gün sevgi istemiş hayattan , kocasından.
Kimisi alabildiğine doldurmuş gardırobunu. Sevdiği sevmediği her giysiden renk renk almış. Her gittiği yere tüm şıklığını ve güzelliğini taşımış.. Övgülere boğulmuş attığı her adım da. Yalnızca bir kişi görmemiş üstüne giydiği bluzun ona ne kadar yakıştığını ya da yeni boyattığı saçlarının onu ne kadar güzel gösterdiğini. Bir kişi , kocası…
Her kadın başka bir dünyanın parçası. Hepsi farklı zamanlar da farklı yerlerde. Tek ortak noktaları var maruz kaldıkları fiziksel ve ruhsal şiddet ve tüm bunların sebep olduğu ölesiye korkuları…
Bugünün genç kızları yarının anneleri ve eşleri olan bu kadınlar, yaşadıkları bunca şiddetten sonra olur da hayatta kalmayı başarmış olursa nasıl bir gelecek yaşayacaklar ? Kendileri ve çocukları için nasıl bir gelecek oluşturacaklar ? Bana göre cevaplanması gerçekten çok zor bir soru. Bazen yaşanan küçücük sorunları bile kafamızdan silip atamadığımız bu dünya da böylesine kalıcı hasarlarla mücadele veren bu kadınlar nasıl devam edecekler hayatlarının geri kalanına ? Çoğu yalnızca saatlerinin kaldığından bile bir haberken…
Kadına yapılan bunca şiddetin kim tarafından durdurulacağı ise ne yazık ki netlik kazanmış değil ülkemizde. Cezalar, en önemli faktör belki de cezalar. Takım elbise ve kravatla iyi hal adı altında geçiştirilemeyecek kadar ağır cezalarımız olsa mesela… Ya da büyük bir çoğunluğunu namuslu kadınların(!) ve onlar gibi düşünen adamların oluşturduğu namus bekçilerimiz olmasa… Erkek evladını , ‘’ sen yaparsın her şey helal sana aslanım, yiğidim, elinin kiri oğlum ‘’, diye seven analar ya da kız çocuklarına , ‘’Kırsın dizini otursun evinde ‘’ diyen babalar… Belki de özgürce yaşamanın her hangi bir cinsin tekelinde olmadığını anladığımız zaman kadına şiddete son vermiş olacağız. Yaşama hakkını , gökteki kuştan yerdeki karıncaya kadar herkese eşit olarak dağıtmış Yüce Yaradan’ ın bize bahşettiği güzelliklere layık olduğumuz zaman kadına şiddete son vermiş olacağız…..
Araştırma Görevlisi Deniz GÖNÜLLÜ