Tarihin öyle anları vardır ki, basit bir takvim yaprağından ibaret değildir; bir coğrafyanın kaderinin yeniden çizildiği, bir medeniyetin yol ayrımına geldiği dönüm noktalarıdır. İşte 11 Ağustos 1473 tarihi, tam da böyle bir gündür. Bu tarih, Anadolu’nun ve Yakın Doğu’nun geleceğini tayin eden Otlukbeli Muharebesi’nin tarihidir. Sahnede, 15. yüzyılın iki dev Türk hükümdarı karşı karşıyadır: Bir yanda İstanbul’u alarak bir çağı kapatıp yenisini açan, Doğu’yu ve Batı’yı bilen, kendisini “şarkın ve garbın efendisi” olarak gören Fatih Sultan Mehmed ; diğer yanda Karakoyunluları tarihe gömerek Fırat’tan Horasan’a uzanan muazzam bir imparatorluk kuran, Venediklilerin “Küçük Türk” diye andığı Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan.
Bu mücadele, iki ordunun basit bir çarpışması olarak görülemez. Bu, iki farklı devlet anlayışının, iki farklı gelecek vizyonunun ve en mühimi, iki farklı askeri doktrinin imtihanıdır. Otlukbeli, tek bir savaşın ötesinde, jeopolitik bir tekillik anıdır. Zira bu meydanda sadece Osmanlı ve Akkoyunlu orduları değil, aynı zamanda Timur’un Anadolu’ya vurduğu darbenin yetmiş yıllık mirası, İran platosunda yükselen yeni bir Türkmen gücünün Batı’ya yönelik emelleri, Osmanlı’nın Anadolu’da birliği sağlama ve Doğu’ya doğru genişleme siyaseti ve Fatih’in Avrupa’daki ilerleyişini durdurmak için çırpınan Venedik ile Papalığın son umutlarını bağladığı diplomatik manevralar da çarpışmıştır. Otlukbeli’ni anlamak, Osmanlı’nın neden kalıcı bir cihan imparatorluğu olduğunu, Akkoyunluların ise neden parlak bir zaferler silsilesinin ardından tarihin sahnesinden çekilmek zorunda kaldığını anlamaktır.
İki Cihangir, Tek Anadolu: Rekabetin Kökenleri
İki büyük Türk hakanını Otlukbeli’nde karşı karşıya getiren süreç, ani bir husumetin değil, kökleri eskiye dayanan, derin ve katmanlı bir rekabetin sonucudur. Bu rekabet, hem tarihi mirasın hem de iki hükümdarın temsil ettiği farklı devlet modellerinin bir yansımasıdır.
Timur'un Gölgesi ve Ankara'nın Mirası (1402)
Bu mücadelenin tohumları, Fatih ve Uzun Hasan daha dünyaya gelmeden, 1402 yılında Ankara ovasında atılmıştır. Timur’un ordusu Yıldırım Bayezid’i hezimete uğratırken, Akkoyunluların atası Kara Yülük Osman Bey, Timur’un safında yer alarak Osmanlı ordusuna karşı savaşmıştır. Bu hadise, Osmanlı devlet hafızasında asla unutulmayan bir “ihanet” ve derin bir yara olarak kalmıştır. Ankara Savaşı, Osmanlı’nın Anadolu Türk birliğini sağlama politikasını yarım asır geciktirmiş ve devleti bir Fetret Devri’ne sokmuştur. Dolayısıyla Fatih için Otlukbeli’ne yürümek, sadece doğudaki tehlikeli bir rakibi bertaraf etmek değil, aynı zamanda yetmiş yıllık bir hesabı kapatmak, Timur’un gölgesini Anadolu üzerinden tamamen kaldırmak ve Osmanlı’nın Anadolu’daki mutlak hakimiyetini tescil ettirmek manasına geliyordu.
İki Devlet Modeli, İki Hükümdar Portresi
Otlukbeli’ndeki mücadele, aynı zamanda iki farklı devlet kurma felsefesinin çarpışmasıydı. Bu felsefeler, liderlerinin şahsiyetlerinde somutlaşmıştı.
Fatih Sultan Mehmed: O, klasik bir padişahın ötesinde, bir dünya hükümdarıdır. Arapça, Farsça gibi Doğu dillerinin yanı sıra, Yunanca ve İtalyanca gibi Batı dillerine de vakıf, Ptolemaios’un coğrafya haritalarını bizzat inceleyen, Batı resim sanatıyla ilgilenen, komplekssiz bir Rönesans hükümdarı portresi çizer. Ancak bu entelektüel birikim, onu pratik devlet yönetiminden ve askeri teknolojiden uzaklaştırmamıştır. Bilakis, babasından devraldığı devleti, sağlam bir bürokrasiye, nakit ekonomisine dayalı bir vergi sistemine ve en önemlisi, ateşli silahlarla donatılmış merkezi ve profesyonel bir orduya sahip, tam manasıyla merkeziyetçi bir imparatorluğa dönüştürmüştür. Ordusu, disiplinli ve tüfekli Yeniçeriler, ağır zırhlı Tımarlı Sipahiler ve İstanbul’un fethinde rüştünü ispatlamış modern bir topçu sınıfından oluşan, dönemin en ileri askeri makinesiydi.
Uzun Hasan: O da şüphesiz büyük bir hükümdar ve parlak bir komutandır. Karakoyunlu hükümdarı Cihan Şah’ı ve Timur’un mirasçısı Ebu Said’i savaş meydanında yenerek Fırat’tan Horasan’a uzanan devasa bir imparatorluk kurmuştur. Ancak onun devleti, farklı bir geleneğin ürünüdür. Uzun Hasan, karizması ve savaş meydanındaki başarılarıyla göçebe Türkmen aşiretlerini bir arada tutan bir liderdir. Devleti, merkezi bir bürokrasiden ziyade, bir aşiretler konfederasyonudur. Ordusunun bel kemiğini, geleneksel ok, yay ve kılıç kullanan, süratli ve manevra kabiliyeti yüksek atlı birlikler oluşturur. Bu yapı, ona hızlı fetihler ve büyük zaferler kazandırmış olsa da, aynı zamanda en büyük zafiyetidir. Zira devletin bekası, aşiret beylerinin sadakatine, bu sadakat ise liderin şahsi prestijine ve sürekli zafer kazanma kabiliyetine bağlıdır. Bu model, kalıcı ve kurumsal bir imparatorluk inşa etmek için kırılgan bir temeldi.
Anadolu'da Hakimiyet Mücadelesi: Kaçınılmaz Savaş
Fatih’in Anadolu politikası son derece netti: Kendi topraklarında, kendisine rakip olabilecek ikinci bir güce asla izin vermemek. Bu strateji doğrultusunda attığı adımlar, savaşı kaçınılmaz hale getirmiştir.
Karamanoğulları’nın Zayıflatılması: Fatih, Osmanlı’nın Anadolu’daki en inatçı rakibi olan Karamanoğulları Beyliği’ni büyük ölçüde etkisiz hale getirerek Orta Anadolu’da hakimiyetini pekiştirdi. Karamanoğulları, geleneksel olarak Akkoyunluların müttefikiydi.
Trabzon’un Fethi (1461): Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatoru IV. İoannis’in kızı Despina Hatun ile evliydi ve bu devleti bir müttefik olarak görüyordu. Fatih, 1461’de Trabzon’u fethederek hem Bizans’ın son kalıntısını ortadan kaldırdı hem de Akkoyunluların Karadeniz ile olan stratejik bağını tamamen kesti. Bu hamle, Uzun Hasan’ı güneyden ve kuzeyden kuşatan bir stratejinin parçasıydı.
Ekonomik Baskı: Fatih, Doğu’dan gelen ticaretin can damarı olan Tebriz-Bursa İpek Yolu üzerindeki gümrük vergilerini artırarak Akkoyunlu ekonomisine ciddi bir darbe vurdu. Ticaret yolları üzerindeki bu Osmanlı kontrolü, ekonomik olarak sıkışan Uzun Hasan’ı, hayatta kalmak için tek çare olarak Batı’ya, yani Osmanlı topraklarına doğru genişlemeye zorluyordu.
Bu sistematik kuşatma karşısında Uzun Hasan’ın iki seçeneği vardı: ya Osmanlı hakimiyetini tanıyacak ya da savaşacaktı. O, savaşmayı seçti.
Venedik Entrikaları ve Ateşli Silahların Vaadi
Otlukbeli Savaşı’nı sadece iki Türk devleti arasındaki bir mücadele olarak görmek, resmin bütününü kaçırmak olur. Savaşın arkasındaki en önemli itici güçlerden biri, Akdeniz’in ticari devi Venedik Cumhuriyeti’nin diplomatik entrikalarıydı.
"Büyük Türk"e Karşı Doğu'dan Müttefik Arayışı
Venedik, 1463’ten beri Osmanlı ile tam 16 yıl sürecek kanlı ve masraflı bir savaşın içindeydi. Fatih Sultan Mehmed’in Balkanlar ve Ege’deki durdurulamaz ilerleyişi, Venedik’i ve müttefiki Papalık’ı büyük bir paniğe sevk etmişti. Avrupalıların “Grande Turco” (Büyük Türk) olarak andığı Fatih’i Batı cephesinde tek başlarına durduramayacaklarını anlayan Venedikliler, klasik bir stratejiye başvurdular: Osmanlı’yı iki cephede savaşmaya zorlamak. Bu stratejinin Doğu’daki kilit müttefiki ise, o dönemde gücünün zirvesinde olan Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’dı.
Diplomatların Mekik Dokuduğu Saraylar
Bu amaçla Akkoyunlu başkenti Tebriz, bir anda Avrupa diplomasisinin en hareketli merkezlerinden birine dönüştü. Caterino Zeno, Giosafat Barbaro ve Ambrogio Contarini gibi tecrübeli Venedikli elçiler, Uzun Hasan’ın sarayında adeta mekik dokuyordu. Bu elçilerin amacı, Uzun Hasan’ı Osmanlı’ya karşı topyekûn bir savaşa ikna etmekti. Onların geride bıraktığı seyahatnameler ve raporlar, bugün o dönemin siyasi atmosferini, Akkoyunlu saray hayatını ve en önemlisi, ittifakın askeri boyutunu anlamamız için paha biçilmez birincil kaynaklardır. Hatta elçilerden Caterino Zeno’nun bizzat Otlukbeli Savaşı’nda bulunup olaylara tanıklık etmesi, bu ittifakın ne kadar ileri bir seviyeye ulaştığının en somut kanıtıdır.
Teknolojik Asimetri ve Tutulmayan Sözler
Uzun Hasan, Fatih’in ordusunun asıl gücünün geleneksel süvari birliklerinde değil, sahip olduğu modern ateşli silahlarda yattığını gayet iyi biliyordu. Kendi ordusu ise bu teknolojiden neredeyse tamamen yoksundu. Bu sebeple, Venedik ile kurduğu ittifakın temel taşı, askeri bir yardım vaadiydi. Venedik, Uzun Hasan’a top, tüfek ve en önemlisi bu silahları kullanacak Avrupalı uzmanları göndermeyi taahhüt etti.
Bu stratejik ittifak, kağıt üzerinde ne kadar mantıklı görünse de, temel bir lojistik problem yüzünden daha en başından başarısızlığa mahkumdu. Vaat edilen silahların deniz yoluyla Karaman kıyılarına ulaştırılması ve oradan da Akkoyunlu ordusuna teslim edilmesi planlanıyordu. Ancak Fatih, Anadolu beyliklerini ortadan kaldırarak tüm Anadolu kıyı şeridini kontrol altına almıştı. Venedik gemilerinin gönderdiği cılız silah yardımları ya Osmanlı donanması tarafından ele geçirildi ya da hiçbir zaman yeterli miktara ulaşamadı. Uzun Hasan, Otlukbeli’ne doğru yürürken hala Venedik’ten gelecek modern silahların hayalini kuruyordu. Ancak o silahlar hiçbir zaman gelmedi. Bu durum, savaşın kaderini daha başlamadan belirlemişti. Akkoyunlu ordusu, 15. yüzyılın en modern ordusu karşısına, adeta 14. yüzyıl silahlarıyla çıkmak zorunda kalacaktı. Lojistikteki bu başarısızlık, Venedik-Akkoyunlu ittifakının çöküşü ve Uzun Hasan’ın trajedisi oldu.
Otlukbeli Meydanı: Gelenek ve Teknolojinin Çarpışması (11 Ağustos 1473)
İki ordu arasındaki temel farkları anlamak, savaşın seyrini ve sonucunu kavramak için elzemdir. Aşağıdaki tablo, bu asimetriyi net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Özellik
Osmanlı İmparatorluğu (Fatih Sultan Mehmed)
Akkoyunlu Devleti (Uzun Hasan)
Liderlik
Fatih Sultan Mehmed: Stratejist, merkezi otorite, modern savaş komutanı
Uzun Hasan: Karizmatik savaşçı lider, aşiret beyleri üzerinde etkili
Ordu Büyüklüğü
Yaklaşık 100,000
Yaklaşık 70,000 - 100,000
Ordu Yapısı
Merkezi, disiplinli ordu: Yeniçeri (tüfekli piyade), Kapıkulu Süvarisi, Tımarlı Sipahi (ağır süvari), Azaplar
Geleneksel Türkmen ordusu: Çoğunlukla hafif zırhlı, atlı okçu süvariler, aşiret kuvvetlerine dayalı
Ateşli Silahlar
Üstün ve belirleyici: Çok sayıda sahra topu (zarbzen), havan topu (ilk kez), binlerce tüfekli Yeniçeri
Neredeyse hiç yok: Venedik'ten beklenen silahlar ulaşmadı. Geleneksel silahlar (ok, yay, kılıç, mızrak)
Taktik
Kombine silah taktiği: Topçu ateşiyle düşmanı yıpratma, piyade ile sabitleme, süvari ile kuşatma (Hilal Taktiği)
Geleneksel bozkır taktiği: Hızlı süvari hücumları, pusu, vur-kaç
Müttefikler
Savaş alanında yok.
Venedik, Papalık, Karamanoğulları (Diplomatik ve lojistik destek vaadi)
Stratejik Hamleler ve İlk Kan: Fırat Geçidi Pususu
Savaş, 11 Ağustos’taki ana muharebeden bir hafta önce, 4 Ağustos 1473’te Osmanlılar için tam bir felaketle başladı. Uzun Hasan, Fırat Nehri’ni geçen Has Murad Paşa komutasındaki Osmanlı öncü birliğini, Tercan yakınlarındaki bir geçitte pusuya düşürdü. Bu, klasik bir bozkır taktiğinin mükemmel bir uygulamasıydı. Osmanlı öncü kuvvetleri ağır bir yenilgi alarak neredeyse tamamen imha edildi. Bu ilk zafer, Akkoyunlu ordugahında büyük bir coşku ve moral yükselişine neden olurken, Osmanlı saflarında ciddi bir moral bozukluğuna yol açtı. Daha da önemlisi, bu pusu zaferi, Uzun Hasan’ı, ordusunun geleneksel süvari taktikleriyle Osmanlıları bir meydan savaşında da yenebileceği konusunda tehlikeli bir özgüvene sevk etti. Fatih ise bu ağır darbeye rağmen soğukkanlılığını korudu, ordusunun dağılmasına izin vermedi ve ana muharebe için tertibatını bozmadan ilerlemeye devam etti.
Başkent Muharebesi: Top, Tüfek ve Havanın Zaferi
11 Ağustos günü, Erzincan ile Tercan arasındaki Otlukbeli (dönemin kaynaklarında Başkent) mevkiinde iki ordu nihayet karşı karşıya geldi. Savaş, Akkoyunlu sağ kanadının, komutanları ve Uzun Hasan’ın oğlu olan yiğit Zeynel Mirza liderliğinde, Şehzade Mustafa’nın komuta ettiği Osmanlı sol kanadına şiddetli bir süvari taarruzuyla başladı. Geleneksel bir savaşta, bu disiplinli ve hücuma alışkın süvari dalgası belki de Osmanlı hattını yarabilirdi. Ancak Fatih’in ordusu geleneksel bir ordu değildi.
Osmanlı topçusunun zarbzen adı verilen etkili sahra topları ve binlerce Yeniçerinin fitilli tüfekleri, dörtnala saldıran Akkoyunlu süvarisini daha hedefe varamadan yoğun bir ateş perdesiyle karşıladı. Bu, at üzerinde ok atarak savaşmaya alışkın hafif zırhlı Türkmen atlılarının daha önce hiç karşılaşmadığı bir cehennemdi. Demir gülleler ve kurşunlar, saflarını darmadağın etti. Fatih, bu savaşta askeri teknoloji tarihinde bir devrime imza atarak, siperlerin arkasındaki düşman piyadelerini ve toplu hedefleri vurmak için tasarlanmış yüksek açılı atış yapabilen hafif havan toplarını da ilk kez kullandı. Bu yeni silah, Akkoyunlular için tam bir şok oldu ve savaşma azimlerini kırdı.
Bir Şehzadenin Ölümü, Bir Ordunun Çöküşü
Yoğun ateş gücüyle yıpratılan ve duraksayan Akkoyunlu sağ kanadına karşı, Şehzade Mustafa komutasındaki Osmanlı sol kanadı ve veziriazam Mahmud Paşa’nın kuvvetleri karşı taarruza geçti. Çıkan amansız boğuşmada, Akkoyunlu ordusunun en cesur komutanlarından ve Uzun Hasan’ın sevgili oğlu Zeynel Mirza öldürüldü. Kesik başının bir mızrağın ucuna takılarak Fatih’e gönderilmesi, savaşın psikolojik dönüm noktası oldu. Komutanlarının ve şehzadelerinin öldüğünü gören Akkoyunlu sağ kanadı tamamen çöktü ve dağıldı. Bu çöküş, bir domino etkisi yarattı. Şehzade Bayezid komutasındaki Osmanlı sağ kanadı da Akkoyunlu sol kanadını bozguna uğratınca , savaş tek taraflı bir hal aldı. İki kanadı da çökmüş, merkezden ise Fatih’in bizzat yönettiği Yeniçeri ve topçu ateşiyle ezilen Uzun Hasan’ın ordusu için artık yapacak bir şey kalmamıştı. Savaşı kaybettiğini anlayan büyük hükümdar, yerine kendisine benzeyen bir askerini bırakarak savaş meydanından canını zor kurtardı. Sadece birkaç saat süren savaş, Osmanlı’nın mutlak ve ezici zaferiyle sonuçlanmıştı.
Bir Savaşın Ardından: Yıkılan Hayaller ve Kurulan İmparatorluk
Otlukbeli zaferinin sonuçları, savaş meydanında kazanılan askeri başarının çok ötesine uzanır. Bu zafer, hem bölgenin siyasi haritasını hem de iki devletin kaderini kökten değiştirmiştir.
Doğu Sınırının Mühürlenmesi ve İpek Yolu'nun Kontrolü
Otlukbeli, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu sınırını Fırat Nehri’ne kadar genişleterek kesin olarak güvence altına aldı. Bu zaferle birlikte, Anadolu’da artık Osmanlı’ya kafa tutabilecek yerel bir Türk gücü kalmamıştı. Fatih, Anadolu Türk birliğini ezici bir üstünlükle tesis etmişti. Bu, imparatorluğun sırtını Doğu’ya yaslayarak tüm gücü ve enerjisiyle yüzünü Batı’ya, Avrupa’ya çevirmesine olanak tanıdı. Daha da önemlisi, Doğu ticaretinin can damarı olan ve Akkoyunlu başkenti Tebriz’den başlayıp Osmanlı’nın sanayi ve ticaret merkezi Bursa’ya uzanan tarihi İpek Yolu’nun tam kontrolü Osmanlıların eline geçti. Bu, imparatorluk hazinesine muazzam bir servet akışı demekti ve Fatih’in hem Batı’daki fetihlerini hem de İstanbul’daki büyük imar faaliyetlerini finanse etmesini sağlayan en önemli kaynaklardan biri oldu.
Akkoyunlu Devleti'nin Çözülüşü: Uğurlu Mehmed ve Göde Ahmed Hadiseleri
Savaş, Uzun Hasan’ın şahsi prestijini ve “cihangirlik” iddiasını yerle bir etti. Devletini bir arada tutan en önemli harç, onun bu karizması ve yenilmez savaşçı imajıydı. Otlukbeli’deki hezimet, bu harcı çatlattı ve aşiretler konfederasyonu olan devletin içindeki merkezkaç kuvvetleri harekete geçirdi. Yenilgi, iç isyanların ve taht kavgalarının fitilini ateşledi.
Bu çöküş sürecinin en trajik ve öğretici örneği, Uzun Hasan’ın büyük oğlu Uğurlu Mehmed’in isyanıdır. Babasına karşı ayaklanan Uğurlu Mehmed, başarısız olunca en büyük düşman olan Fatih’e sığındı. Fatih, bu durumu mükemmel bir siyasi koz olarak değerlendirerek onu kızı Gevherhan Sultan ile evlendirdi. Bu evlilikten doğan ve Fatih’in öz torunu olan Ahmed Bey, namıdiğer “Göde” Ahmed, yıllar sonra dayısı II. Bayezid’in de desteğiyle Akkoyunlu tahtına çıktı. Ancak Göde Ahmed, İstanbul’da aldığı Osmanlı devlet terbiyesiyle yetişmişti. Tahta geçer geçmez, Akkoyunlu Devleti’ni Osmanlı modeline göre reforme etmeye çalıştı: devleti merkezileştirmek, adil bir vergi sistemi kurmak ve aşiret beylerinin gücünün kaynağı olan suyurgal (bir nevi tımar) sistemini lağvetmek istedi. Bu reform girişimleri, güçlerini ve imtiyazlarını kaybetmek istemeyen göçebe Türkmen emirlerinin şiddetli isyanıyla karşılaştı ve Göde Ahmed, tahta çıktıktan kısa bir süre sonra öldürüldü. Bu hadise, iki devlet modelinin birbiriyle ne kadar uyuşmaz olduğunu ve Akkoyunlu Devleti’nin artık reform kabul etmez bir çöküş sürecine girdiğini acı bir şekilde kanıtlar.
Tarihin Cilvesi: Safevîlerin Yükselişi
Otlukbeli zaferinin belki de en mühim ve en ironik sonucu, uzun vadede ortaya çıkmıştır. Fatih, Doğu Anadolu’daki en büyük Sünni-Türk rakibini ortadan kaldırarak, farkında olmadan bölgede büyük bir güç boşluğu yaratmıştır. Akkoyunlu Devleti’nin Otlukbeli sonrası girdiği iç buhran ve nihai çöküşü, tam da o topraklarda, yani Azerbaycan ve İran’da, yeni ve çok daha farklı bir gücün yükselişine zemin hazırladı: Şeyh Cüneyd ve Şeyh Haydar’ın temellerini attığı, Şii-Türkmen karakterli Safevi tarikatı. Akkoyunluların zayıflaması, Şah İsmail’in bu dağınık beylikleri bir araya getirerek Safevi Devleti’ni kurmasını kolaylaştırdı. Yani Fatih, Otlukbeli’nde kazanarak, bir nesil sonra torunu Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran’da (1514) karşılaşacağı ve Osmanlı İmparatorluğu’nu iki asır boyunca Doğu’da meşgul edecek olan Safevi İmparatorluğu’nun kurulmasına giden yolu istemeden de olsa açmış oldu. Bu, tarihin en büyük cilvelerinden biridir.
Netice: Tarihin Kalıcı Mirası
Otlukbeli Muharebesi, Fatih Sultan Mehmed’in dehasının sadece İstanbul surlarını yıkan devasa toplardan ibaret olmadığını; aynı zamanda ordusunu, lojistiğini ve teknolojisini bir meydan muharebesinde ne kadar mahir kullandığını da ispatlayan bir zafer mührüdür. Bu zafer, Anadolu’da siyasi birliği perçinlemiş, Osmanlı’yı Doğu’dan gelebilecek büyük bir tehditten kurtararak imparatorluğun tüm kaynaklarını Avrupa’ya yöneltmesine imkân tanımıştır.
Ancak daha derin bir tahlille Otlukbeli, Orta Asya’dan gelen göçebe-konfederasyon tipi devlet modelinin, yerleşik, merkeziyetçi ve ateşli silahlara dayalı modern imparatorluk modeli karşısındaki kesin ve nihai yenilgisidir. Bu savaşla bir Türkmen cihangirlik hayali yıkılmış, bir cihan imparatorluğu ise tam manasıyla perçinlenmiştir. O gün Erzincan ovasında dökülen kan, sadece bir savaşın değil, bir coğrafyanın ve takip eden yüzyılın siyasi haritasının da mürekkebi olmuştur. Tarih, Otlukbeli’nde bir sayfayı kapatırken, bir sonrakinin ilk satırlarını da yine orada yazmaya başlamıştır.
Works cited
1. Otlukbeli Muharebesi - Vikipedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Otlukbeli_Muharebesi 2. Tarihin akışını etkileyen savaş: Otlukbeli Muharebesi - Mepa News, https://www.mepanews.com/tarihin-akisini-etkileyen-savas-otlukbeli-muharebesi-46380h.htm 3. Tarihçi Prof. Dr. Ortaylı: Fatih Sultan Mehmet Han, o bir dünya hükümdarıdır, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/tarihci-prof-dr-ortayli-fatih-sultan-mehmet-han-o-bir-dunya-hukumdaridir/1107534 4. İlber Ortaylı'nın dilinden Fatih Sultan Mehmet - fikriyat, https://www.fikriyat.com/tarih/2018/04/04/ilber-ortaylinin-dilinden-fatih-sultan-mehmet 5. Doğu'nun ve Batı'nın efendisi Fatih Sultan Mehmed | İlber Ortaylı Köşe Yazısı - Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/dogunun-ve-batinin-efendisi-fatih-sultan-mehmed-41821149 6. Otlukbeli Savaşı - T.C. Otlukbeli Kaymakamlığı, http://www.otlukbeli.gov.tr/otlukbeli-savasi 7. Uzun Hasan - Vikipedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Uzun_Hasan 8. Uzun Hasan - Fâtih Mücadelesi Döneminde Doğu'da Venedik Elçileri, https://ekitabim.ktb.gov.tr/kitap/detay/8288 9. Battle of Otlukbeli (1473) | Mehmed the Conqueror - YouTube, https://m.youtube.com/watch?v=N4OVP5ZiA5U&pp=ygUMI2lzbWF5xLFsNjI3 10. Fatih Sultan Mehmed ⚔️ Uzun Hasan | Savaşın Efsaneleri | TRT Belgesel - YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=Q6N9UC25WkQ 11. 1463-1479 Osmanlı-Venedik Savaşı - Vikipedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/1463-1479_Osmanl%C4%B1-Venedik_Sava%C5%9F%C4%B1 12. Otlukbeli Savaşı nedir? Kimler arasında nerede yapıldı ve sonuçları - Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/otlukbeli-savasi-nedir-kimler-arasinda-nerede-yapildi-ve-sonuclari-41422219 13. Fatih Sultan Mehmet Zehirlendi mi? | İlber Ortaylı - Candaş Tolga Işık | Az Önce Konuştum, https://www.youtube.com/watch?v=gUWCPwGvO3Y 14. OSMAMI DEVRİ OTMBEÜ MEYDAN MUHAREBESİ - Milli Savunma Bakanlığı, https://www.msb.gov.tr/Content/Upload/Docs/askeritariharsiv/37_tskt_otlukbeli_11_agu_1473.pdf 15. Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu Ordulanna Genel Bir Bakış An Overview on Aq-Qoyunid and Qara-Qoyunid Armies - DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/782412 16. OSMANLI-AK-KOYUNLU İTTİFAKI VE FERAH/FERRUH-ŞAD BEY'İN ZELHE SAVAŞI, https://dergipark.org.tr/tr/pub/gttad/issue/78985/1220715 17. T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİ, https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/569828/yokAcikBilim_9003992.pdf?sequence=-1 18. Otlukbeli Savaşı Biyografiler.com., https://www.biyografiler.com/bilgi/otlukbeli-savasi 19. fatih devri (1451-1481) osmanlı-akkoyunlu ilişkileri - DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/219245 20. OTLUKBELİ SAVAŞI - TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/otlukbeli-savasi 21. Venedikli Diplomatlarca Kaleme Alınan Resmî Mektuplarda Akkoyunlu Askerî Gücü - Harp Tarihi Dergisi, https://htd.msu.edu.tr/Content/sayilar/dokuman/sayi-1/7-Murat%20Kaan%20YILDIZ.pdf 22. Celal Can ÇAKMAKCI - Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, https://acikerisim.nevsehir.edu.tr/bitstream/handle/20.500.11787/8872/20241227.pdf?sequence=1&isAllowed=y 23. Turizm Tarihinin Kaynakları - 4 - DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2698614 24. İtalyan seyyahlarına göre Akkoyunlu-Osmanlı ilişkileri ve türkmenler - DSpace Home, https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/214660?show=full 25. The most difficult exam of Fatih Sultan Mehmed: Battle of Otlukbeli - YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=EAFQ06BvMEo 26. Battle of Otlukbeli - Wikipedia, https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_Otlukbeli 27. Otlukbeli Savaşı 11 Ağustos 1473 - Üniversite Onaylı Sertifikalı Eğitimler - İstanbul Gedik Üniversitesi, https://uzemigunsem.gedik.edu.tr/otlukbeli-savasi-11-agustos-1473 28. Otlukbeli Savaşı kısaca özeti: tarihi, sonuçları, önemi, nedenleri ve sonuçları - Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/gundem/otlukbeli-savasi-kisaca-ozeti-tarihi-sonuclari-onemi-nedenleri-ve-sonuclari-6265843 29. Uzun Hasan'ın hayalini suya düşüren 1473 Otlukbeli Savaşı - Gerçek Tarih, https://gercektarih.com.tr/uzun-hasanin-hayalini-suya-dusuren-1473-otlukbeli-savasi/ 30. Otlukbeli Savaşı tarihi, nedenleri, sonuçları ve önemi: Otlukbeli Savaşı hangi padişah döneminde, nerede yapıldı? - Habertürk, https://www.haberturk.com/otlukbeli-savasi-tarihi-nedenleri-sonuclari-ve-onemi-otlukbeli-savasi-hangi-padisah-doneminde-nerede-yapildi-hteg-3523571 31. 15. ve 16. YÜZYILLARDA İRAN İPEK YOLU'NDA KERVANLAR - DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/214597 32. Uğurlu Mehmed Bey - Vikipedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/U%C4%9Furlu_Mehmed_Bey 33. ~K-KQYJJNLU ~IJMED BEY VE ONUN OSMANLı IDARI ... - DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/782461 34. AKKOYUNLULAR - Enfal, http://www.enfal.de/starih49.htm 35. The Aq Qoyunlu - New Islamic Dynasties: A Chronological and ..., https://erenow.org/postclassical/new-islamic-dynasties-chronological-genealogical-manual/147.php