Samsun Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aykut Ekinci, bir akademik çalışmanın önceki nesillerin konut yatırımı konusundaki görüşlerini desteklediğini ifade etti.
California Üniversitesi'nden Oscar Jorda ve diğer araştırmacıların "The Rate of Return on Everything" adlı çalışmasında, 16 ülkenin konut, hisse senedi ve tahvil yatırımlarının getirileri incelendi. Araştırma, 1870-2015 yılları arasında 145 yıllık geniş bir zaman dilimini kapsıyor.
Küresel Reel Getiriler
Tahvil
Hisse Senedi
Konut
Ortalama Getiri
% 2,53
% 6,88
% 7,06
Standart Sapma (Risk)
10,69
21,79
9,93
Risk Başına Getiri
0,24
0,32
0,71
Çalışma sonuçlarına göre, bu dönem boyunca yıllık reel getiriler (enflasyondan arındırılmış: nominal getiri - enflasyon) bakımından konut yatırımları birinci sırayı aldı. Konut yatırımı, yıllık %7,06 reel getiri sağlarken, hisse senetleri %6,88 ve tahviller %2,53 getiri sağladı.
Doç. Dr. Aykut Ekinci, çalışmanın bir diğer önemli bulgusunun, konut yatırımlarının en düşük standart sapmayla yıllık ortalama reel getiri sağladığının belirlenmiş olması olduğunu vurguladı. Standart sapma, riski veya ortalama sapmayı ifade eder. Konut yatırımındaki risk 9,93 iken, tahvillerde 10,69 ve hisse senetlerinde 21,79 oldu. Buna göre, en risksiz yatırım aracı olarak kabul edilen kamu borç kağıtlarının bile konut yatırımlarından daha riskli olduğu belirlendi. Bu durumda, risk-getiri oranında konut yatırımı, 0,71 ile ilk sıradadır. Diğer bir ifadeyle, aynı risk seviyesinde, konut yatırımı en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracıdır.
1980 Sonrası Dönemde Hisse Senedi “Yeni Kral”
Ancak, uzun dönemli bu sonuçlara rağmen, 1980 sonrası dönemde ülke bazında reel getirilere bakıldığında, hisse senetlerinin tüm ülkelerde konut yatırımlarından daha fazla getiri sağladığı görülüyor. Örneğin ABD ekonomisi için, konut yatırımları %5,9 yıllık ortalama reel getiri sağlarken, hisse senetleri %9,3 getiri sağlamıştır. İlgi çekici bir diğer sonuç, 1980 sonrası dönemde Finlandiya ve İsveç’in hem hisse senedinde hem de konut yatırımında en çok kazandıran ülkeler olmasıdır. Bugünlerde NATO’ya girmeleri tartışılan her iki ülke hisse senedinde %15 ve konutta %9’un üzerinde ortalama yıllık reel getirileri ile yatırımcılara en çok kazandıran ülkeler olmuşlardır.
"Finansal Okuryazarlık Hayati Önem Taşıyor"
Doç. Dr. Aykut Ekinci, "Burada yatırım süresinin ve alınmak istenen riskin finansal getiride ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz" yorumunda bulundu. Ekinci, özellikle faiz, kur ve enflasyon dalgalanmalarının yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde;
(i) finansal okuryazarlığın önemli olduğunu,
(ii) yatırımların kişisel olduğunu ve başkası için doğru olanın sizin için yanlış olabileceğini,
(iii) yüksek getiri sağlayan yatırımların riskinin de yüksek olduğunu
(iv) size yeni olan bilginin büyük çoğunlukla başkalarına eski olduğu ve piyasada zaten fiyatlandığı
(v) yetkili finans kurumlarından yatırım danışmanlığı almanın ve uzman ekipler tarafından yönetilen yatırım fonlarını tercih etmenin faydalı olabileceğini belirtti.