Kanser, özellikle anne ve baba olmayı düşünen bireyler için büyük bir endişe kaynağı olabiliyor. Meme kanseri tedavisi gören kadınların çocuk sahibi olma sürecindeki zorluklarına ışık tutan Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, hem tedavi döneminde hem de sonrasında anne adaylarının dikkat etmesi gereken önemli noktaları vurguladı.
Meme kanserinin, kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olduğunu ve ülkemizde her sekiz kadından birinin bu tanıyı hayatının bir döneminde aldığını belirten Prof. Dr. Karateke, kanser tedavisi gören ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınların tedavi sürecinin tamamlanmasının ardından gebelik planlaması yapmaları gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Karateke, hasta kadınların gebe kalmadan önce mutlaka doktorlarıyla bu konuyu detaylı bir şekilde görüşmeleri gerektiğini söyledi.
Kemoterapi ve Doğurganlık
Kemoterapi alan meme kanseri hastalarında gözlemlenen adet döngüsü değişiklikleri ve doğurganlık sorunlarına dikkat çeken Prof. Dr. Karateke, tedavi döneminde gebelikten korunma yöntemlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Özellikle 35 yaşından büyük kadınlarda tedavi sonrası doğurganlık sonuçlarının farklılık gösterebileceğini ekledi.
Tedavi Sonrası Gebelik Planlaması
Prof. Dr. Karateke, "Tedaviden iki yıl sonra gebeliklerine izin verilebilir." diyerek, doğurganlığını sürdürmek isteyen kadınlara yumurta veya embriyo dondurma yöntemlerinin düşünülebileceğini belirtti. Tedavi sonrası ilk altı ay içinde gerçekleşen gebeliklerin hastalığın gidişatını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Depresyon ve Kanser Tedavisi Sonrası
Prof. Dr. Karateke, kanser tedavisi sonrasında yaşanan ciddi depresif bozuklukların sağlıklı bireylere göre dört kat daha fazla olduğunu ve bu durumun yaşam kalitesini, iş gücünü ve sağlık harcamalarını olumsuz yönde etkilediğini açıkladı. Depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavi sonuçlarını da kötüleştirdiğini belirterek, bu durumların farkında olmanın ve gerekirse psikiyatrik müdahalelerin öneminin altını çizdi.
Cinsel Yaşam ve Tedavi
Tedavi sürecinin cinsel yaşam üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilere de değinen Prof. Dr. Karateke, bu konuda da destek ve tedavinin önemine vurgu yaptı. Vajinal kuruluk gibi cinsel yaşamı olumsuz etkileyen sorunların tedavi edilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra eşi veya partneri ile sorun yaşamayan kadınlarda ruhsal ve cinsel zorlukların daha az gözlendiğini ifade etti.