Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer, aşk ve ayrılık üzerine kaleme aldığı makalesinde, aşkın biyolojik ve psikolojik temellerinden başlayarak, biten ilişkilerin insan üzerindeki etkilerini ve iyileşme sürecini ele aldı.
Aşk, insan hayatındaki en güçlü duygulardan biri olarak hem biyolojik hem de psikolojik yönleriyle karmaşık bir deneyim sunar. Ancak, bu yoğun duygunun sona ermesi bireyde derin bir yas sürecine neden olabilir. Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer, kaleme aldığı “Aşık Olmak ve Biten Aşklar: Psikolojik Bir Yolculuk” başlıklı makalesinde, aşkın doğasını ve ayrılığın etkilerini detaylı bir şekilde inceledi.
“Dopamin mutluluk hissi yaratırken, oksitosin bağlılık duygusunu güçlendirir. Serotonin ise sevdiğimiz kişiye odaklanmamızı sağlar. Bu mekanizma, aşkı yoğun ve eşsiz bir deneyim haline getirir.”
Bir ilişkinin sona ermesinin ardından iyileşme sürecinde izlenmesi gereken adımları sıralayan Yıldırımer, şu önerilerde bulundu:
Aşkın biyolojik temelinde hormonlar var
Yıldırımer, aşık olmanın insan beynindeki hormonlarla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Dopamin, oksitosin ve serotonin gibi hormonların devreye girdiğini söyleyerek, bu biyolojik mekanizmanın aşkı bir tür “bağımlılık” gibi hissettirdiğini ifade etti.
Psikolojik bağlamda aşk ve anlam arayışı
Yıldırımer’e göre, aşk, bireyin kendine bir anlam ve aitlik duygusu bulmasını sağlar. Özellikle yaşamında anlam arayışında olan bireyler için bu his daha güçlü hale gelebilir. Ancak aşkın sona ermesi, bireyi hem fizyolojik hem de psikolojik olarak bir yas sürecine sokar. Ayrılık sürecinde yaşanan “inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme” aşamalarının, kişinin duygusal olarak ilişkiden kopmasını sağladığını belirten Yıldırımer, bu sürecin aynı zamanda bireyin kendini tanıması için bir fırsat olduğunu dile getirdi.Ayrılık bir son değil, bir başlangıç olabilir
Yıldırımer, biten aşklar için şunları söyledi: “Biten aşklar her zaman bir kayıp olarak görülmek zorunda değildir. Bu deneyimler, bireyin hayatında yeni başlangıçlara ve daha derin bir anlam arayışına kapı açabilir.” Ayrılık sonrası bireyin kendi kimliğini yeniden keşfetmesi, geleceğe dair yeni hedefler belirlemesi ve duygularını tanıması gerektiğini vurguladı.İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gerekenler
- Duygularınızı kabul edin: Öfke, üzüntü ve hayal kırıklığı hissetmek normaldir.
- Destek arayın: Aile, arkadaşlar veya bir terapist gibi güvenilir kişilerle konuşun.
- Kimliğinizi yeniden keşfedin: Değerlerinizi ve ilgi alanlarınızı gözden geçirin.
- Yeni hedefler belirleyin: Geleceğe dair umut verici planlar yaparak hayata bağlanın.