Aşkın yerini stratejik hesaplar, bağlılığın yerini geçici çıkar birliktelikleri alıyor. Özellikle son yıllarda dikkat çeken bir tablo var ki; yaş farkını önemsemeyen, hatta yaş farkını bilinçli tercih haline getiren genç kadınlar ile ekonomik gücü elinde tutan olgun erkekler arasında kurulan ilişkiler…
18 ila 25 yaşlarındaki bazı genç kadınlar, 50 yaş üzeri özellikle evli erkeklerle gönül birlikteliğine yöneliyor. Bu durum ilk bakışta “aşkın yaşı olmaz” klişesiyle geçiştirilebilir. Ancak meselenin derinliğine indiğimizde karşımıza sosyolojik ve psikolojik açıdan düşündürücü bir yapı çıkıyor.
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Hocamız, bu ilişkilerin sadece bireysel tercihler olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir çöküşün de habercisi olduğunu vurguluyor. Ekonomik çıkarların ve geçici hazların, sevgi ve bağlılığın yerini aldığı bu ilişkilerin, bireylerin ve toplumun ruh sağlığını nasıl zedelediğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle gençlerin "kontrol edilemeyen bir bağımsızlık" arayışının, onları nasıl duygusal travmalara ve içsel boşluklara sürüklediğini anlatması, yazının en etkileyici bölümlerinden biri. Kürşat hocamızın, "ilişkiler, birinin cüzdanı ile diğerinin bedeni arasında değil; iki yüreğin vicdan terazisinde anlam kazanır" şeklindeki güçlü mesajı, günümüz ilişkilerine dair önemli bir uyarı niteliğinde.