Faiz, lobisi; zengini daha zengin yapmak, fakiri yok edip, köle etmektir.
Günümüzde çok yaygın bir şekilde bu lobiler çalışmakta. Parası olanlar, faize yatırayım, para kazanayım derdinde. Yani demek, oluyor ki insanları asalak bir hâle getirme, emeksiz para kazanma yolu ve sistemi. Ailemizi ve ülkemizi, bu sistemden uzak tutmak lazım.
Faiz haramdır, bereketi giderir, ağız tadını kaçırır, Cehenneme kapı açar, yuvalar yıkar.
Demek oluyor ki' Müslümanım diyen insanın, bu harama savaş açması, gerekir. Ey din kardeşlerim, birlik beraberlik, zamanı bu sisteme savaş, açma zamanı gelmedi mi? Yoksa, başımıza, gelecekler nelerdir?
Allah ve Rasuli ne anlatıyor;
Bakara Suresi:
Faiz yiyenler, kıyâmet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır.
Bunun sebebi, “Alış-veriş de tıpkı faiz gibidir” demeleridir.
Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kılmıştır.
Her kime Rabbim'den bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir. Artık onun hakkındaki kararı Allah verecektir.
Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır.
(Bakara, suresi 276.)
Allah, malı artırdığı sanılan faize bereket vermez ve onu eksilte eksilte sonunda mahveder. Buna karşılık malı eksilttiği sanılan zekât ve sadakaları bereketlendirir. Allah, nankörlükte ve günahta ısrarlı olanların hiçbirini sevmez. (Bakara, suresi 279)
Eğer faizcilikten vazgeçmezseniz, artık Allah ve Rasûlü’ne karşı savaş açtığınızı, onların da size savaş açtığını bilin. Eğer tevbe ederseniz anaparanız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
(Nisa, suresi 29)
Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda hırsızlık, rüşvet, faiz ve kumar gibi meşrû olmayan yollarla yemeyin. Karşılıklı rızâya dayanan bir ticaret yapmanız ise elbette meşrûdur. Kendi nefislerinizi de öldürmeyin. Doğrusu Allah size karşı çok merhametlidir .
HADİSLERDE
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve sellem Efendimiz “Vedâ Hutbesi”ni îrâd ederken şöyle buyurmuştur:
"Ashâbım! Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin! Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır; ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir.
Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız! Allâh’ın emriyle fâizcilik artık yasaktır.
Câhiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbâs’ın fâizidir." (Bkz. Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56; İbn-i Mâce, Menâsik, 76, 84; Ahmed, V, 30; İbn-i Hişâm, IV, 275-276; Hamîdullâh,. el-Vesâik, s. 360)
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz de ümmetini şöyle îkaz buyurmuşlardır:
“Kim malını fâiz yoluyla artırırsa, onun âkıbeti mutlakâ malının azalarak iflâsa (fakirliğe) sürüklenmesidir.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 58; Hâkim, IV, 353/7892; Beyhakî, Şuab, IV, 392/5512; Taberânî, Kebîr, X, 223/10539).
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e faiz yiyenlerin azabının bir kısmı rüyâsında gösterilmiştir. Allah’ın Rasûlü (s.a.v) bunu şöyle nakleder:
“…Yürüdük. Nihayet kandan bir nehire vardık. Nehrin içinde yüzen bir adam, kıyısında da yanına birçok taş yığmış bir başka adam vardı.
Nehirde ki adam çıkmak isteyince, kıyıdaki onun ağzına bir taş atıyor ve onu yerine geri çeviriyordu. Çıkmak için kenara her gelişinde aynı şeyi yapıyor ağzına bir taş atıyor, o da geri dönüyordu.”
Rasûlullah (s.a.v) bu adamın neden böyle azap gördüğünü sorduğunda melekler onun faiz yiyen kimse olduğunu söylemişlerdir. (Buhârî, Ta‘bîr, 48)
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v), faiz yiyenlerin âhirette ki cezalarını gösteren diğer bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Miraç gecesi, bir kısım insanlara uğradım ki, karınları evler gibi iri idi. Karınlarının içi yılanlarla doluydu ve bunlar dışardan görünüyordu.
Ben:
«–Ey Cibrîl bunlar kimlerdir?» diye sordum.
«–Bunlar faiz yiyenlerdir!» cevabını verdi.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 58)
Sonuç ortada, ya faizden kurtulur bereketli bir huzur süreriz, yada hem dünyada hem de ahirette heder oluruz. Allah’a emanet olun…
Ahmet Sağlam