Kurtarıcı, kendi hayatını tehlikeye atarak bir kimseyi, bir topluluğu güç bir durumdan veya yok olmaktan kurtaran kimse, sözlük anlamı bu. Bu kelime günümüzde hemen herkes tarafından söylenmeye başladı. Dünyanın, ekonominin, dinin ve diğer yönetimsel olguların kötü yönetilmesi bu kavramın sık sık söylenmesini sağlıyor.
Kurtarıcı kelimesini en çok ideolojik fikir savunucuları ve muhafazakâr kesim kullanıyor. İşin özüne indiğimizden kim, neyi, neden kurtaracak? Birçok temel olgu var hangi olguya göre kurtarılmak isteniyorlar. İnsanın başı sıkışınca bir yerlerden medet umarak hareket eder. İşe girerken torpilden, borçlanınca ödemek için aileden, devlet kötü yönetilince mavi gözlü sarı saçlı Atadan, dini duygular ile Hz. Mehdi’den medet umuyor, bu gibi kavramlar, kişiler ve düşüncelerin adı ve yöntemi değişerek devam eder gider ama kurtarılma isteği hiç bitmez.
Küçük bir çocuk akranıyla kavga edince abi yada babadan kurtarılma ve yardım ister. Ta çocukluktan bu olgu iç benliğimizde kanıtsanacak derece bizimle özdeşir. Hep bir kurtarıcı bekler insanlık, tarihe baktığımızda bu hep böyle olmuştur Sümerler, İnkalar, Mayalar, Mısırlılar ve Türk topluluklarında hep bir kurtarıcı beklenmiş ve kurtarılmışlar. Yazıtlar ve tarih en azında öyle söylüyor. Yüce Kitabımız kuran-ı kerimde de birçok kurtarma kıssası anlatılmaktadır, Zülkarneyn’in Yecüc ve Mecüc isimli topluluğu bir dağın arasına hapsederek insanları kurtarması, Hz. Nuh’un gemi yaparak azmış ve sapkın topluluktan inananları kurtarması, Hz. Musa’nın kavmini Mısır Firavunlarından kurtarması gibi…
Türk ulusunun mitolojisinde de birçok kurtarıcı hayvanın varlığını görmekteyiz. Bu hayvanların başında Türk ulusunun zor zamanlarında kurtarıcı ve rehberi olarak görülen kurt gelmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre Börteçin, söz konusu demirden dağı eritip delen demircinin değil, Türklere Ergenekon'dan çıkmaları için yol gösteren dişi kurdu (Asena) takip eden komutanın adıdır. Daha eskilere gidildiğinde bu kurtarıcıların ismi değişse de beklenti hep aynıdır, kurtarılmak isteğinden gelir.
Bana göre kurtarılma isteği, korku ve tembelliğin, acizliğin getirdiği bir çıkış kapısının tanımıdır. Miskinlikten gelir ve birilerinin yardımını beklemektir kurtarılma isteği. Kurtarıcı kimdir? Kurtarıcı özel yetenekleri olan ve insanüstü güçleri barındıran bir kahramandır. Tabi bu olgu kurtarılmak istenen kişilerin içsel beslediği düşünceden ibarettir. Gerçekte olan öyle değildir, risk almayı seven, zeki ve analitik düşünen, cesaretli ve kısaca sizin bizim gibi bir insan doğaüstü bir gücüde yoktur.
Bizim inancımıza göre Hz. Mehti gelecek ve Deccal ile mücadele edip onu yenecek, yine bir kurtarıcı bekliyoruz anlayacağınız. Ne zaman gelir? Bilinmez ama bilinen şudur ki hep bir kurtarıcı beklemekle ömrümüz geçecek gibi. Neden kurtarıcı biz olmayalım? Nasıl mı? Önce insani ve toplumsal değerleri yıkmadan insan olarak, kişi hak ve hürriyetine müdahale etmeden onu olduğu gibi kabul ederek, insan fikir ve düşüncesine saygı duyarak. Dinimizin ilk emri olan “OKU, İKRA” emrine uyarak. Bizi yönetecek yöneticileri seçerken Liyakatli olanlardan seçerek. Beşeri, insani ve ahlaki normlara uyarak yani kısaca Âdem olarak.
Ahlak yoksa insanlıkta yoktur, Allah’a ısmarladık. Hoşça kalın…