HATIRLAT/ İKÂZ ET..!
On gün içerisinde iki makale yazmış ve siz değerli okuyucularımızın da yazdığımız bu iki makaleler üzerine müspet geriye dönüşler aldık.
İlk makalemizde "Sn. Cumhurbaşkanımıza Türk Milleti Adına Çağrımızdır; son Dilan Polat çiftinin yaptıkları dolandırıcılıklarının üzerine serbest bırakılmalarından duyduğumuz rahatsızlığı, ikinci yazımızda ise biraz fantazi(!)yaparak "Ya Adalet, Ya Adalet." diye adli olayların sonunda alınan, alınacak olan kararlarında gerçek adaletin yerine gelmesi hususunu karikatürize etmeye çalışmıştık.
Tüm bunları yazmış iken değerli bir okurumuz Aydan Kurt hanımefendi;
"Hangi birini ileteceğiz Cumhurbaşkanına" diye haklı bir sitemde bulundu. Doğrudur. Hangi birini? Elbette birinci dereceden en önemlisini ve sırası ile diğerlerini.
Lâkin burada bana göre daha önemlisi var ki o da SORUMLULUĞUMUZ!!!
Sorumluyuz!!!!
Görmezden...
Duymazdan...
Bilmezden... gelmemek gibi yükümlülüğümüz yok. Bu da inancımız gereği.
Hiç bir şekilde üç maymunu oynayamayız, oynayamazsınız.
Zira, her müslüman üzerine düşen görevi yapmakla sorumludur. Bir insanın toplumda bulunduğu konum ona bazı sorumluluklar yükler. Her müslüman da bulunmuş olduğu konumuna göre sorumlu olur. Bu konuya bir hadisi şerifle bakabiliriz:
“Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.”
(Tirmizi, Fiten, 11; İbnu Mace, Fiten, 20)
veya başka bir sahih kitapta konu ile alâkalı olarak,
"Kişi değiştirmeye güç yetiremiyeceği bir münkeri (sakıncalı eylemi) görünce, Allah’a o eylemi münkir olduğunu, yani asla hoşlanmadığını bildirmesi, onu kurtarmaya yeter." (Taberani)
Diğer yanda ise Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin kaleme aldığı Risale-i Nur Külliyatında,
...
Evet, ben nefsimle musalâha etmemişim. Çünkü terbiye etmemişim. Benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese veya gösterse, ondan darılmak değil, belki memnun olmak lâzım gelir."
(Mektubat 16. mektub) der.
Görüldüğü gibi hiç bir şekilde
GÖRMEDİM...
DUYMADIM...
BİLMİYORUM...
Demek gibi bir sorumluluğu(n)muz yooook.
O halde ne yapacağız?
HATIRLAT/ İKÂZ ET..!
ZİRA;
HATIRLATMAK,
MÜ’MİN OLANLARA FAYDA VERİR..!
ZİRA DİN NASİHATTİR
Yapılır/ yapabiliriz değil mi?
Yaparız yaparııııııız!!!
O halde gelin yarın bir yerden başlayın/ başlayalım.
Selam ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Huzuru,şifayı bulduğumuz yerlerde o alanlardaki memnuniyetle birlikte iyileştirmesi gerekilen yerler var ise öngördügümüzü paylaş gücümüz yetiyor ise tamamlayarak daha fazla kişinin Huzur ve şifayı erimesini sağlamak ile birlikte, fark ettiğimiz ama gücümüzün yetmediği sorumlulara bildirip safımız göstermekle birlikte birde ilahi adalete inancımızın var olduğundan dolayı buguz yada yaradana şikayet ile yine tedbir alırız. Allah her iki cihandada razı olsun ve rabbim sizin gibi önderlerin,(naif ,nazik yol göstericisilerin,Öğreticilerin)yolunu açsın. Tecrübe ile kazanıların dogru bilgileri, İslami kurtarmak için degil,islamla kurtarmak için birlik bilincine ulaşmışların yolları açık olsun, selamlar.
Adalet, adaleti sağlayanları her halükarda adaleti sağlayacak vicdani değerlere sahip kimselerden ancak, elde edilir. Eğer bu değerlere sahip değilse hakim, Cumhurbaşkanı da fayda etmez.. Kanunları çıkarır ama sonuçta onu kullanacak olan hakim dir. Hakkı ve hakkikatı, adaleti ve adil olmayı Şiyar edinen hakimlere selam olsun.