Anne ve baba çocuk için güveni temsil eder. Bu konuda ilk dönemlerde annenin rolü daha etkinken 3 yaştan sonra babanın rolü daha fazla önem kazanmaya başlar.
Ebeveynlerin psikiyatrik sorunları, çocukla kurdukları ilişkinin kalitesini etkiler.
Depresyonda olan ebeveynin kendi yaşam kalitesi düşer. Çocuğa yeterli zaman ayıramayabilir, yeterince sabırlı ve sakin yaklaşamayabilir, çocuğuna empati kurmakta zorlanabilir. Güven içeren bir ilişki kurulamazsa çocukta depresyon ve davranış sorunları ( agresivite, içe kapanım, uyum sorunları, alt ıslatma, kaka kaçırma, kekemelik gibi ) görülebilir.
Aileler, çocuklarının bu gibi durumlardan etkilenmemesi için neler yapmalılar?
Stres etkenine yönelik yardım almalılar. Unutulmamalı ki ailedeki herhangi bir rahatsızlık, tüm aile bireylerini etkiler. Depresyonda olan kişinin bireysel yardımı dışında, bu durum bir aile çalışmasını da gerektirir. Çocuk için de psikoterapi çalışmaları yapılmalıdır.
Anne babaların sorunlarını çocuklarının bulunduğu bir ortamda tartışması çocuklar üzerinde nasıl bir etki oluşturur?
Çocuklar somut düşünürler. Anne-babalarının ayrılmasından korkarlar ve kendilerini suçlu olarak görürler. Çocukta suçluluk duyguları oluşur. Ve kendisini güvende hissetmeyen çocukta davranış sorunları ve depresif duygu durumu görülebilir.
Çocukların sağlıklı yetişmesi için ebeveynlere düşen görev ve sorumluluklar neler olmalı?
Çocuk taklit ederek, anne-babadan, öğretmenden, bir arkadaşından, belli davranışları, tutumları taklit ederek kendine bir kişilik oluşturur…Bizim davranışlarımız çocuğa örnek teşkil eder.
Çocuk hata yapınca ona şiddet kullanarak yaklaşan bir baba, çocuğunun sorun karşısında arkadaşını dövmesine şaşmamalıdır. Çocuğa duyularını ifade etmeyi öğretmeliyiz. Kelime haznesinin zenginliği de duygu ifadesi için gereklidir.
Çocukla bol bol sohbet etmek,, tartışmalar yapmak, kitap okumayı özendirmek, dil gelişimini destekler. Çocuk, belli becerileri yeterli olgunluğa gelince yapabilir.
Örneğin 4 yaşında bir çocuktan okuma-yazmayı öğrenmesini beklemeyiz. Çünkü normal şartlarda bu olgunluğa ulaşmamıştır.
Davranış anlamında da aile çocuktan fazlasıyla bir uyum ve olgunluk beklememeli, zaman tanımalı, sabırlı olmalı, empati kurabilmeli.
Çocuğumuzla kurduğumuz ilişki tarzı, yaklaşım biçimi, geribildirimler, beden dilimiz, dokunsal temasımız da etkili öğelerdir…
Amacımız duygu-düşünce ve isteklerini yerinde ve uygun koşullarda ifade edebilen, kendine güvenli, sorunlarını çözebilen bir çocuk yetiştirmek olmalı.
Sevgiyle Kalın
Prof.Dr.
Kürşat Şahin YILDIRIMER