Gözünde yaş varken,
Gönlünü kaplayan huzur neden?
Korku ile geçen günler varken,
Korkusuz olan yüreğin neden?
Ansızın gelen ölüm varken,
Mükafata inanarak sevinmen neden?
Bu denli dik duruş,
Bu denli izzet dolu yaşayış,
Parçalanmış bir bedene rağmen,
Ey beşer, Ey Filistin, bu nasıl inanış?
Bin teferruata dahi, bir göz kırpmayış,
Bu nasıl bir sevda, yıldıramadı cihan?
Bu nasıl bir alev ki sönmedi tek bir an,
Senin sayende hayran olduk,
Kırmızının, yeşilin ve siyahın asil birleşimine,
Senin sayende sevdalandık: Aziz Kudüs muhafızlarına,
Rahat yum gözlerini, dünyada gülmeyen gözler,
Ebedî alemde daima gülsün,
Bu öyle bir sevda ki, destan misali,
Anlaşılan bu sevdan karşılık buldu Rabbinden,
Yoksa nasıl olurdu, bu denli ihtişam,
Tüm bir alem hayran oldu her dem,
Sen ki eğilmeyen baş,
İnsanlığa dersin; madden değil, manen yaklaş,
Huzura erişmek için manen olgunlaş.
Filistin bir haysiyet ve aynı zamanda da bir şahsiyet meselesidir.
Dolayısıyla bu dava haysiyetten ve şahsiyetten yoksun olanları alakadar etmez.
Bu yüzdendir ki olan bunca haksızlığa ve zulmüme karşın boykot etmekten dahi kaçış, insanlığa bahşedilmiş olan fıtri merhamet duygusundan men oluş.